Sayfalar

DENİZ KURTULMUŞ!


Çoğu devrimcinin olduğu gibi benim de ilk İSYAN çığlığım Denizlerle başladı. Emma Goldman da, Haymarket Anarşistleri katledildiğinde aynı ruhsal dönüşümü yaşar.
Rusya, Türkiye ve Latin Amerika, Afrika gibi ülkelerde, çocuk olmadan, devrimci olunur. Kitaplardan değil,sokaktan öğrenirsin isyan etmeyi.
Ben de küçücük bir kızdım ortaokula giden Denizler içeri alındığında. Okulun bahçesinde, sokaklarda, çoraplarımızı yırtarak, bir delik açar, "Deniz kurtuldu", diye çığlık atardık. 13 yaşımda ya var ya yoktum.
Hatta birgün okulu asarak, Siyasal Bilgiler Fakültesine gittik. Okul formalarımızı çantamızın içine koyduk. Saç örgülerimizi çözdük. Yaşımızdan büyük görünmek için, yapılması gereken herşeyi yaptık.
Fakültenin önüne gittiğimizde, sakallı, bıyıklı "abiler" harıl harıl bişeyler konuşuyordu. Nasıl olduysa bizi farkettiler. İki sakallı" abi" yanımıza yaklaştı ve: "Siz ne arıyorsunuz burada bakayım ufaklıklar?", diye azarladı. Ben öne atılarak, "Biz ufaklık değiliz, ODTU hazırlıktayız", dedim. "Hadi bakalım, küçük, doğru evinize", demez mi! Ve biz süklüm püklüm döndük ama mazlumların mücadelesinin tam ortasına. Bu yolculuk hala devam etmekte, kendince...
O günlerde tuttuğum Deniz Defterim de vardı. Deniz ve arkadaşlarıyla ilgili resimleri ve haberleri içeren. Uzatmayım, benim anarşizmimin manevi kökleri buradan gelir. Şimdi aşağıdaki sorunuza geçelim sevgili Gürkan:

Gürkan Eryavuz
"Gözlerindeki sırlarla yüzleşmek" diyince bi şey sormadan edemedim: Bugün amaçları ANARŞİZM olmayan vatansever üç devrimci gencin idam edilişlerinin 38. yıldönümü. ne hissettiriyor size bu? samimi bir soru bu sadece. daha iyi anlamak için. sormaya değer gördüğüm için daha çok."

Deniz de anarşistti bence. Bundan hiç kuşkum yok. Anarşizmin, düşünsel kuramlarının bilinmediği, Ortodoks Marxizm Leninizmin domine ettiği bir ülkede, Deniz'in ve arkadaşlarının, anarşizmle direk tanışamaması, onun anarşist karekterini yatsımaz. Örneklersek, Dolma Bahçe, 6. Filoya karşı yürüyüşte, İşçi Partisi ve Behice Boranlar,yürümeme kararı almalarrına rağmen , Deniz Gezmiş, aldırmaz ve yürür gider Dolmabahçeye doğru. Buna benzer çok örnek verebilirim. Bu konulara yer veren anıları içeren çok kitap yayımlandı, özellikle anı kitapları.

Anarşizm, önce, insanlığın acısını hissetmekle başlar. Sokaktaki bir kavgada, altta kalanı görmek, araya girmektir bu. Akıl ve mantık sonra devreye girer bence. Marxizmin kuramını iyi bilen ve bu konularda mangalda kül bırakmayan yığınla insan var. Bunların çoğunu sokaklarda göremeyiz, çoğu akademiden yetişmiş, öğrencilik dönemi bitince de, resmi kariyerine ve sınıfına geri dönmüştür.İstisnalar hariç tabii.
Sorunuzda, "Bugün amaçları anarşizm olmayan vatan sever üç devrimci gencin..." cümlesine gelince:
Vatan sevmek yakışır mı bir devrimciye? Devrimcinin milliyeti, bayrağı, vatanı olamaz. Tüm bu sınırlara HAYIR diyorum.
Denizler ve o günün çoğu devrimcisi, ne yazık ki, "Bağımsız Türkiye" sloganını çok dillendirmiştir. Kemalist rengi atamamıştır Türkiye Solu. Türk milliyetçiliğini de sorgulayamamıştır. Kürt devrimcilerine karşı da ayrımcılık yapılmıştır. Bunda, Lenin'in milliyetler politikası, "halkların kardeşiliği" gibi etkilerin de payı büyüktür. Ne demek halkların kardeşliği İnsanların kardeşliği olmalı. Halk demek millet demek. Milliyetçiliğe karşıysak, küçüğüne de, büyüğüne de karşı olunmalıdır. Bu konuda, Rosa Luxenburg'la, tamamen aynı düşünüyorum.

Sonuç olarak, Denizler kuşağının katkıları unutulamaz. Ama bu, onların da yer aldığı, Türkiye Soluna, eleştirel bakmamı engellemez. Yoksa bu, hamasetin ötesine gidemez. Çoğu sol gruplarda olduğu gibi, hayranlığı aşmayan, anma geceleri yapılarak tüketilir. Ya da 1968liler Vakfı kurularak, senede bir İstanbul Boğazında, lüx restoranlarda, onların şerefine kadeh kaldırılır. Bazıları da, 68 rantıyla, bugünkü reaksiyoner medya ve tv'de, kariyer yaparlar.
Denizleri sevdiğim için anarşistim. Onlar ve onlar gibilerine yüreğim yandığı için "ehlileşmiş" solcu olmayı ve devrimciliği meslek edinmeyi reddettiğim için burdayım.
Ve 13 yaşındaki kızın yüreğiyle ifade edecek olursam:
Deniz de yaşasaydı, KARA bayrak olurdu elinde bugün.

Dayanışmayla...
Emm(A

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder