Sayfalar

Entelektüel Kibir ve Püritanizm

Geçen gece ay ışığında dolunayı seyretmekten dönerken, bir araba durdu önümde. Oysa bu küçük köyde,lLimanla, benim kaldığım köy yolu ıssızdır. Yürüyerek yarım saate gidilir. Çoğunu tanırım buradakilerin. "Tercüman Kadın" derler bana.
Önce arabaya binip binmemekte tereddüt ettim. Fakat, öyle samimi, öyle yalın bir davetti ki, dayanamadım. Meğer beni hep görürmüş yürürken bu  gece rastladığım arkadaş. Türkçeyi nerede öğrendiğimi sordu, birlikte güldük. "Yerli" , sosyete kadınlar olsa, beni terslerdi ",dedi.
Birlikte biraları doldurduk arabaya, Liimana indik tekrar. Limandaki her yer kapanmıştı. Sahile inmeye karar verdik.
Yürürken, yine burada kalan, çok eski bir dosta rastladım. Kendisi, şiir yazar, resim yapar. Yabancı dil bilir. Beni bu balıkçıyla görünce şaşırdı. Biraz oturduk ama, küçümsemesini öyle belli etti ki...
Sonra biz kalktık, denize ayaklarımızı sokacağımız bir yere yürüdük.
"Geceki Yabancı" adını vereceğim bu arkadaşa. O  bana, buraları anlattı; çocukluğunu, yerli yabancı turist gelmeden, nasıl olduğunu insan ilişkilerinin ve doğanın. Dışardan gelenlerin, "yerlileri" sevmediğini, oysa onların aç gözlü olduğunu, vurguladı. "Biz, denizle büyüdük, denizin kıymetini biliriz, bir pet şişesi atmayız, kirletmeyiz", dedi içi yanarak.
Balıkçılığı da bırakmış, bir balıkla göz göze gelmiş ve vuramamış. O gün karar vermiş  balık avlamamaya.
Saatlerce konuştuk. Benden hiçbir beklentisi yoktu onu önemsemem dışında.
"Limandaki entel dostun beni küçümsedi. Ben de onu tanırım yıllardır. Bir gecelik, Kürt olurlar, köylü olurlar zevkleri hatırına, ilkesizdirler, ondan sonra biter. Bizden bilgili olduklarını sanıyorlar güya..." Sesinde öyle bir içerleme ve sitem vardı ki, içim sızladı. Hiç yorum yapmadım. Oysa biliyordum bu entel-gay arkadaşımın, okumamış, işçi , Kürt bir sevgilisi olduğunu. Kimselere tanıştırmak istemediğini. Ve benim bu balıkçıyla sohbet etmemi dahi küçümseyen kibirine de güldüm...
Gün ışığını beraber karşıladık Geceki Yabancı arkadaşımla. Yıldızları, doğayı çok iyi tanıyordu. Referandumdan da söz ettik. O da ne evet ne hayır diyecekmiş. Anarşizmin A'sını duymamış, ben de söz etmedim. Ama, benden iyi bildiğini hissettim. En ufak imada bulunmadı  beni sırf kadın olduğum için istediğine dair. Benimle, insanca ilişki kurdu, sıcacık, çıkarsız. Herşey konuştuk. Yıldızlar bakakaldı bu dostluğa...!
  Öyle sevinçle döndüm ki eve!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder